“–Elbisesini (kibir ve gururundan dolayı kurula kurula) sürüyen, asılsız yeminle malını pazarlayan ve verdiğini başa kakan!” buyurdular. (Müslim, Îman, 171) Görüldüğü üzere, arkasından başa kakma ve mihnet gelen riyâkârca infaklar, kulu sevap yerine azcaâba dûçâr eden ağır cürümlerdendir. Çünkü kalpler, nazargâh-ı ilâhîdir. İncitilmeye gelmez. Peygamber Efendimiz -sallâllahu aleyhi ve sellem- : “–Elbisesini (kibir ve gururundan dolayı kurula kurula) sürüyen, yalan yeminle malını pazarlayan ve verdiğini başa kakan!” buyurdular. (Müslim, Îman, 171) Görüldüğü üzere, arkasından başa kakma ve mihnet gelen riyâkârca infaklar, kulu sevap yerine azâba dûçâr eden ağır cürümlerdendir. Çünkü kalpler, nazargâh-ı ilâhîdir. İncitilmeye gelmez. Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- buyurur: “Kendini beğenme! Yüzüne karşı seni övenlere îtibâr etme! Yaptığın iyilikleri insanoğluın başına kakma, meydana getirdiğin işleri büyütme, verdiğin sözden dönme! Başa kakmak, iyiliği bitirir; mübalâğa, hakîkati söndürür; saslınde durmamak ise Hâlık’ın da halkın da nefretini celbeder.” (İslâm ve kayra)